Zahit’in biri, köy halkının bir ağaca tapmakta olduğunu duydu. İnsanlar hatalarında ve sapkınlıklarında kalmasın diye ağacı kesmeye niyet etti. Bir alet aldı ve ağacın yanına gitti. Yolda karşısına İblis çıktı, yolunu kesti ve sordu: “Nereye gidiyorsun?” Zahit cevapladı: “Ağacın yanına.” İblis sordu: “Neden kesmek istiyorsun?” Zahit “Çünkü insanlar Allah’ı bırakıp ona tapıyorlar.” İblis tekrar cevapladı: “Sana ne? Bırak insanları, istediklerini yapsınlar.” Zahit dedi ki: “Asla! Görevim insanları uyarmak olduğu halde, nasıl bırakırım, istediklerini yapsınlar.
Sen, insanları baştan çıkaran, fesatçı ve lanetlenmiş; doğru yoldan sapmaları için küfrü, batılı ve günahı onlar için süsleyen birisin. Ben ise onları uyarır, hidayette olmaları için onlara doğru yolu açıklarım. İblis Zahit’in önüne geçti ve onun gitmesine engel oldu. Aralarında bir kavga çıktı. Zahit, yere düşen İblis’i yendi ve göğsüne oturarak: “Ey şeytan! Gücümü görüyor musun?” dedi. İblis, zayıf bir sesle şöyle dedi: “Evet, beni bırakşimdi, istediğini de yap!”
Zahit onu bıraktı ve yorgun bir şekilde evine döndü. Ertesi gün Zahit aletini alarak ağaca yöneldi. İblis Zahit’i engellemek için ikinci defa karşısına çıktı.Yine ikisi arasında bir kavga çıktı ve Zahit İblis’i yendi.Bu noktada İblis, savaşı kazanacağı yeni bir yol düşünmeye başladı ve kendi kendine şöyle dedi: “Bu adama karşı bir hile ve tuzak kullanmam gerekiyor.” İblis, adama, ağacı şimdi kesmeyip bir müddet beklemesini, buna karşılık, geçen her gün için kendisine bir altın dinar vereceğini, altını da her sabah yastığının altında bulacağını söyledi.Zahit bu teklifi kabul etti ve ağacı kesmekten vazgeçti. İblis Zahit’e verdiği sözü yerine getirdi. Zahit her sabah elini yastığın altına uzatıyor ve altınını alıyordu.
Günlerden bir gün Zahit’in eli, alıştığı gibi yastığın altına uzandı. Fakat bir şey bulamayınca kızdı ve kendi kendine şöyle dedi: “Şeytan benimle alay etti ve kendisine güvenimden sonra sözünü tutmadı. Bu defa bana neye mal olursa olsun, ağacı kesmem gerekiyor.” Zahit yürürken İbliskarşısına çıkıp yolunu kesti ve dedi ki: “Nereye gidiyorsun?” Zahit: “Ağacı kesmeye…” İblis cevapladı: “Neden kesmek istiyorsun? Dinarını artık vermiyorum diye mi?” Zahit sustu, bir şey diyemedi. İblis yüksek sesle güldü ve dedi ki: “Kesemeyeceksin o ağacı!”
Zahit sordu: “Kim bana mani olacak peki?” İblis cevapladı: “Ben mani olacağım ve bu defa kaybeden sen olacaksın!” Tekrar aralarında bir dövüş oldu ve bu defa İblis, Zahit’i yendi, göğsüne oturdu ve boğazını sıkarak şöyle dedi: “Ey zavallı Zahitgücümü gördün mü?”
Zahit zayıf bir sesle cevapladı: “Evet, beni bırak şimdi, ağacı kesmeyeceğim fakat bu defa beni yenmeni sağlayan şey nedir, onu bana anlat!” İblis cevap verdi: “İmanın kuvvetli ve iraden güçlü iken, hakkı savunurken ve Allahiçin kızdığında sen güçlü idin; oysa şimdi para için savaşan ve altın için kızan biri olunca, gücün gitti ve direnme kuvvetin azaldı!”