Sümeyra BakırYazarlar

Bir Parça Merhamet

Euzubillehimineşşeydanirracim

Bismillehirrahmenirrahim
Rahman ve Rahim olan olan Allah’ın adıyla.
Hak Âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur.
Tüm övgüler ona aittir. Bizleri yoktan var eden varlığından haberdar eden Allahın adıyla.

Merhamet; doğduğumuzdan itibaren annemizin bize öğrettiği en güzel duygu. Ne demiş büyüklerimiz çocuğun ilk öğretmenidir anne. Şefkati de merhameti de, öfkeyi de sabrı da, sevgiyi de nefreti de, umudu da umutsuzluğu da annemiz’den öğreniriz. Rol modeliz, evlatlarımıza yaşayışımızla öğreteceğiz her güzel davranışı. Biz her daim merhametli olacağız ki, geleceğimiz olan evlatlarımız da merhametli olsun. Allah’u Teâlâ buyuruyor ki: “En içten tevâzu ve merhamet duygularıyla onlara kol kanat ger ve haklarında: ‘Rabbim! Nasıl onlar beni küçüklüğümde şefkat ve sevgiyle terbiye edip yetiştirdilerse, sen de onlara merhamet eyle’ diye dua et.”*

Ya yetim çocuklar…. Merhamete en çok da onların ihtiyacı var. Onları merhametimizle kuşatıp canı gönülden sevmeliyiz. Çünkü Allah Rasulü yetimleri çok sever, merhamet gösterirdi. Bizler de Rasulullah’ın ümmeti olarak bunu devam ettirmeliyiz. Yetim gülerse dünya güler. Rasûlullah buyuruyor ki: “Müslümanlar içinde en hayırlı ev; içinde yetime iyi davranılan evdir. Müslümanlar içinde en kötü ev de yetime kötü davranılan evdir.”* Allah Rasulü savaşlarda esir düşen müşriklere zulmetmez tam tersi onlara merhametiyle muamale ederdi, olur da biri bundan etkilenir Müslüman olur diye. Bizler de Rasulullah’ın ümmeti olarak, bize bir zararı dokunan insana kötülükle değilde merhametle muamele edelim olur da merhametimizin kaynağını araştırır, Allah (c.c) ile Allah Rasulü’nün merhametinden etkilenirde müslümanlıkla müşerref olur. Yetime, yoksula, hastaya, ve esir olanla, her şeyimizi paylaşmalıyız. Zira İnsan sûresi sekizinci ayet-i kerime de buyruluyır ki: “Onlar seve seve yiyeceği, yoksula, yetime ve esire yedirirler.” buyruluyor. Rızkı verenv Rabbim’dir. Onların rızkı da bizim vesilemizledir.

Merhamet sadece insanlara mahsus bir duygu değildir. Hayvanlara da merhamet göstermeli her insan. Onlar da Allah’ın birer kulu. Her an Allah’ı tesbih halindeler, nasıl olurda her an tesbih halinde olan hayvanlara zarar veririz. İnsanlar gibi hayvanlar da, onlara zulmettiğimiz de bizden şikayetçi olur. Neden Allah’ın karşısında güzel yâd edilmeyelim ki. Allah Rasulü bir hadisin de şöyle buyuruyor: “Hayvana yumuşak davran! Çünkü yumuşaklık nerede bulunursa orayı güzelleştirir. Yumuşaklığın bulunmadığı her davranış çirkindir.”* Nasıl kıyar ki insan Allah’ın özenerek yarattığı kuluna. “Merhametlilere Rahman olan Allah da merhamet eder. Siz yeryüzündekilere merhamet edin ki Yüce Allah da size merhamet etsin.”* Ebû Hûreyre’nin naklettiğine göre: ‘Vaktiyle bir yolda giderken çok susadı. Bir kuyu buldu içine indi su içti ve dışarı çıktı. Bir de ne görsün, bir köpek, dili bir karış dışarıda soluyor ve susuzluktan nemli toprağı yalayıp duruyordu. Adam kendi kendine: – Bu köpek de tıpkı benim gibi susamış, deyip hemen kuyuya indi, ayakkabısını su ile doldurdu, onj ağzına alarak kuyuya çıktı ve köpeği suladı. Adamın bu hareketinden Allah Teâlâ oldu ve onu bağışladı.’ Sahâbiler: – ‘ Ey Allah’ın Rasulü! Bizim in hayvanlardan dolayı da sevap var mı?’ dediler. Rasul-i Ekrem: “-Her canlı sebebiyle sevap vardır.” buyurdu.”* Bizler de hayvanlara karşı merhemetli olanlardan olalım. Yazın onlar için kapının önüne bir kap su koyalım belki onun vesilesiyle Rabbim bizi affeder.

En büyük merhametsizliği de insan kendine yapar. Kendini her şeyden soyutlar. Tövbe kapısına varmayarak kendine zulmeder. Oysa Allah Kur’ân-ı Kerim de buyuruyor ki: “Kim bir kötülük yapar veya nefsine zulmeder de sonra Allah’tan bağışlanma dilerse, şüphesiz Allah’ı çok bağışlayıcı ve merhamet edici bulur.”* merhametsiz olan insanı kimse sevmez etrafına nefret saçar, yüzündeki nuru yok olur gider. Sevilmeyen insana dönüşür. Kaçar olur artık onu gören her kul. İnsanı güzel kılan içindeki merhamettir. Sadi Şirazinin de dediği gibi “İnsanın merhameti, yumuşaklılığı ve cömertliği kendisini düşmanlara bile sevdirir.” İçinde merhamet olan insan, huzur veriri karşısındakine. Her yerde aranan, sevilen biri olur. Merhametli oluşu yüzüne de yansır insanoğlunun. Merhamet en olmadık kapıları bile açar. Siz düşünün ki kuluna verdiği bir parça merhametle kulu neler yapabiliyor. O bir parça merhamete neler neler sığdırıyor. Şimdi bir de merhameti sonsuz olan Rahman’ı düşünün. Ey insanoğlu kıyamet günü Allah’tan başka sana merhamet edecek yoktur. Onun için sen merhamet et ki merhamet bulasın. “İnsanlara merhamet etmeyene Allah da merhamet etmez.”

Rabbim bizleri merhamet eden ve edilenlerden eylesin… (Amin)

*- İsra Suresi / 24. Ayet
*- İbn-i Mâce, Edep 6
*- Müslim; Birr, 78, 79
*- Ebû Dâvûd, Edeb, 58; Tirmizî, Birr, 16
*- Buhârî, Şürb, 9, Müslim, Selâm
*- Nisa Suresi / 110. Ayet
*- Buhârî, Tevhîd, 2; Müslim, Fedâill, 66

Shares:
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir