Zarafet

Zarafet için zekâ ve anlayışlı olmanın diğer adı deniliyor.Kişinin kendinde bu iki özelliği mezcetmesi ne kadar güzel bir haslet ne büyük bir talih. Böyle bir huyun bir insanda olması o insanın Allah’ın sevgili kullarından olduğunun en büyük delillerindendir.
Çünkü bir insanın söz ve davranışlarında yumuşak ve itidalli davranması gerçekten çok zor bir durumdur.Gündelik hayat içerisinde karşılaştığımız olaylara karşı yumuşak bir muamelede bulunmak ,sözlerimizde kabalığa kaçmadan itidalli bir şekilde sakın kalıp nezaketimizi korumak oldukça güç bir durumdur.Hiddet ve şiddetin yok olması ,insan olmanın getirdiği tabiî duyguları teskin etmek terbiye edilmiş bir nefsi gerektirir.
Zarafet onun içindir ki her mümin kulda bulunmaz.Kendisinde var olan kişiye bir manevi makam kazandırmakla beraber Allah’tan gelen çok büyük bir lütuftur.Kişide üstün bir ahlaki anlayış sağlam bir fıkhı görüş üstün bir kavrayış kabiliyeti,Allah’a karşı büyük bir haşyet,derin bir huşû güçlü bir takva gerektirir.
Zarif insanlarla oturmak onların yanında bulunmak bile büyük bir nimettir.Onlar o kadar güzel vekıymetli insanlardır ki birbirlerine karşı sözleri ve halleriyle etrafını aydınlatan deniz feneri gibidir.Bu zarif insanlar kalbi hastalıklı kişileri,çıkış yolu arayan daralmış bunalmış insanlara fırtınalı denizde yolunu kaybetmiş pusulasız giden bir gemiye yardım eden deniz feneri gibi yol gösterir.Onları aydınlatır.Limana ulaştırır.Selamete çıkarır.
Söz ve davranışlarındaki bu zarafet onlara yük gelmez onlara eziyet olmaz bilakis büyük bir inayet ve tesanüdle yaklaşırlar.Hiç kimseyi kendilerinden üstün ya da düşük görmezler. Herkese samimiyete davranırlar. İnsanları idare etme konusunda engin hoşgörüleri olmakla birikte zarar verecek insanları da hem kendiside hem de karşı tarafa zarar verip hakkına girmeden halletmesini bilecek kadar kabiliyeti ve akıllıdırlar.
Bu üstün yetenek sahiplerinin elde ettikleri makamları ve gösterilen sevgi ve saygıyı kıskanan haris tiplerde kendilerini zarafet ehliymiş gibi göstermek istemeleri de çok görülen bir olaydır. Sahte zarafet,gönül ehli kişilerce hemen anlaşımakla birlikte halk nezdinde anlaşılmayabilir. Kişi bu yolla kendisini zarafet ehi gibi gösterip belli bir emeline nail olabilir ama ne yaparsa yapsın ‘kötü hasletlerin sonu hüsran olur” dustûrunca elbette sonunda hüsrana uğrayan zalimlerden olacaktır.
Zarafet in ilk kapısı samimiyet ve imandır.Buradan harekete merhamet ve insafla yol alırız.Karşıdaki kişiye merhamet edip iyi ve kötü davranış farketmeksizin merhameti elden bırakmadan insaflı davranmak zarafetin önemi kaidelerindendir.Her türlü şartta itidalli davranmak insafı elden bırakmamak ve iki taraf içinde en iyisini düşünerek hareket etmek en güzel yoldur.
Günümüzde zarafet anlayışı anlam daralmasına uğramış kısır ve dar bir kalıp haline gelmiştir.Belli başlı yerlerde özellikle bayanlara karşı yapılan davranışlar zarafet olarak değerlendirilmektedir.Kişinin giyimi ve tavırları çerçevesinde düşünülüp nezih ve temiz giyinen özellikle pahalı ve modaya uygun giyinen kişilerin zarafet ehli olduğu düşünülmektedir.Ne olduğunu bilmediği ve varlığından haberi olmadığı güzel ahlaki değerlerden bihaber olan insan elbette dar bakışısını düşüncelerine de yansıtacak ve olaylara dar anlamda bakacak bakış açısını düz bir mantığa indirecektir.Dini,sıkıştığında yardım alacağı bir baston hükmünde gören modern insan zarafeti sadece giyim-kuşam-süslenme olarak görmekte ve şahsi çıkar ve menfaatlerine alet etmektedir.Sahte ve yapmacık zarafetin esiri olan modern insanlar samimiyeti mumla arar olmuşlar, her gün edepten yoksun insanların zulmune maruz kalmaktan kurtulamamışlardır.
Ey modern insanoğlu para vererek elde ettiğin giyim-kuşam-süslenmeyle zarafet ehli gibi gözükebilirsin ama unutma ki bu zarafetin senden değilde para vererek aldığın eşyalardan geldiğini bildiğimiz müddetçe her daim kaybedenlerden olacaksın.