Zamana Ve Mekana Ait Bir Gençlik!
BY SÜMEYRA BAKIR · 26 HAZİRAN 2024
Aziz Genç!
Adım atmaktan korkma, yürüyeceğim de ve yürü.
Zaman ve mekan senin elinde. Güç ve kuvvet sende.
Sen iste dağlar taşlar yürür, gök ve yer dile gelir. Hak için iste, Hak için yaşa ve Hak için öl! Hak davasını kendinden bir parça bil. Sen adım atarsan, dünya adım atar. Korkma; iman etmekten, umut etmekten, zulme haykırmaktan, mazlumun yanında olmaktan korkma. Allah’a dayan, Allah’a güven. Önderin Allah Resulü (s.a.v)
olsun. Hz. Ebu Bekir gibi sadık bir dost, Hz. Ömer gibi kavi, Hz. Osman gibi güzel ahlaklı, Hz. Ali gibi ilmin kapısı ol. Hz. Musab b. Umeyr gibi öğretmen, Hz. Talha b. Ubeydullah gibi iyi bir hatip, Hz. Ebu Ubeyde b. Cerrah gibi zühd sahibi ol!… Bırak, batıdan rol model seçmeyi, senin Resul’ün (s.a.v)’ün, sahabelerin, alimlerin, Necip Fazılların, Nuri Pakdillerin var…
Mazluma zulüm edenleri, insanlıktan, vicdandan anlamayanları geride bırak. Bırak imanını ayaklar altına alan ne varsa bırak gitsin. Onlar yok olmaya mahkumdurlar. Tek gerçek var o da Hak için var olmak. Hak olmasaydı, olur muydu hiç beşer. Düşün ne için, neden, kim için yaşıyorsun. Yaşama amacın ne? Zulmün yanında olacaksan, küfür bataklığının izinden gideceksen ne anlamı var yaşamanın. Yaşamak dediğin; etinle, kemiğinle, duruşunla, yürüyüşünle, fikrinle her şeyinle yaşamaktır. Zulme dur diyebilmektir, küfre ben yokum demektir. Yaşamak korkmadan yaşamaktır. Yaşamak şakaya gelmez! Oyun değildir yaşamak. Öyle bir yaşamalısın ki dağ , taş, deniz ve toprak şahit olsun. Seni görenler yaşamak nedir görsün. Yaşarken adım atmaktan korkma. Korkanlar bir gün yok olurlar. Yok olmak istemiyorsan, dünyada bir iz bırakmak istiyorsan,
…Er gibi yaşa er gibi öl, yiğitçe yaşa yiğitçe öl, aslan gibi yaşa aslan gibi öl! (Mahmud Es’ad Coşan) Yaşamak kadar ölmek de mühimdir. Nasıl, nerede, ne için öldüğün kadar, öldüğünde arkanda ne bıraktığında önemlidir. Kuru kuru ölmek ne işe yarar, ölümünle zalime korku mazluma umut vermedikten sonra, ne anlamı var ölmenin. Ölüm bir yok oluş değil, yeniden var oluştur. Ölünle de dirinle de var ol. Ölmek yok oluş olsaydı ölür müydü hiç Allah Rasulü (s.a.v), ölür müydü hiç o güzide Sahabe, ölür müydü Ulema…
Ölüm; Hakk’a giden son yol, son durak, son varış. Nasıl dirilmek istersen öyle yaşa. Zira insan nasıl yaşarsa öyle ölür, nasıl ölürse öyle dirilir. Hesap veremeyeceğin şekilde yaşayıp ölme! Ölüm bir muştu, bir umut, bir varış, rahmet kapısı. Ölüm, dünyanın zulmünden, kirinden, pasından, o büyülü karanlığından, aydınlığa ulaşmanın yoludur. Ey Genç! Ölümsüz kahramanlara aldırma, onların ki sadece kandırmaca. Ölümsüzlük olsaydı, ölür müydü hiç Peygamber (s.a.v). Ölüm hak ve gerçektir. Hemde öyle bir gerçek ki, adeta atını dizginleyen seyis gibi insanı dizginler. Ölüm en güzelde Filistin’e, Doğu Türkistan’a, Afganistan’a, Suriye’ye, Arakan’a, Çeçenistan’a… yakışıyor. Ölüm onlara bir rahmet ve muştu. Ölüm onlar için bir bedel, İslam için ödenen bir bedel. Kim cesaret eder Hak için can vermeye, kim Hak için canım feda olsun diyebilir. Filistin halkı tereddüt etmeden, ben varım işte buradayım canım da kanım da feda olsun diyor. Ey Genç! Zulüm görenler canıyla ödüyor bu davanın bedelini. Sende fikrinle, bilginle, duruşunla, yürüyüşünle öde bu bedeli…
Fikir; silahtan, tanktan, tüfekten daha etkili bir bomba. Fikirle verilen savaş en cesur savaştır. Bir fikre sahip değilsen, hele ki içinde Hak olan bir fikre sahip değilsen ne manası var yaşamanın. Fikirsiz adam, içi boş bir bardak gibidir. Susamışsın lakin bardak boş.
Ey Genç! Susuz yaşa, aç yaşa ama fikirsiz yaşama! Fikir, devrimler açıp kapatır. Fikir, savaşları bitirmeden kapatacak büyük bir bombadır. Ne olursa olsun bir fikre sahip ol. Adamı dertli yapan şey de fikridir, derdi ortadan kaldıran şey de fikirdir.Dert; ne kadar seninle, hayatında ne kadar yer kaplıyor? Dert sahibi değilse insan zamanı nasıl geçer? Derdi olamayan genç nereye savrulacağını bilemez. Dert olmadan Hak yolunda emin adımlar atılmaz. Derttir insanı diri, dinç, emin, güçlü kılan. Allah Rasulü’nün de bir derdi vardı, sahabelerin, ulemanın, Necip Fazılların, Rasim Özden Örenlerin… de bir derdi vardı, o dert üzere yaşayıp öldüler. Ey Genç! Senin de bir derdin olmalı öyle sıradan bir dert değil, seni yoracak, uyku uyutmayacak, aklını meşgul edecek dertler. Filistin’i, Suriye’yi, Arakan’ı, Çeçenistan’ı, Hindistan’ı… dert edin kendine. Müslümanın derdiyle hem hal ol. Mazlumun derdini kendi derdin bil. Mazlum zalime ne kadar öfkeliyse sende o kadar öfkeli ol.
Öfke; aziz genç, öfkeni her zaman diri tut. Zalime karşı, hak yiyene karşı, haksızlığa karşı. Hz. Ömer gibi ol ey genç! O’nun gibi İslam’a küfredenlere, mazluma zulüm edenlere karşı öfken hep diri olsun. Zalime öfkeli mazluma merhameti ol. Öfke yerinde ve zamanında işe yarar. Zamansız öfke kendine zarardan başka bir şey değildir. Öfke, en güçlü duygu. Öfkeli insan dert sahibi olan insandır.
Aziz Genç! Öfkeni, umudunu, fikrini, zikrini, derdini her zaman diri tut. Amacını ve hedefini unutma. Yaratanı da yaratılma amacını da unutma. Ahir zamanın eğlencesine, şöhretine, makamına, mevkiine… boyun eğme. Boynun ancak ve ancak Allah’ın huzurunda eğilsin. Gerisi boş bir safsata’dan ibaret. Boyun ancak Hakk’a karşı kıldan ince olmalı. Kul’a boyun eğersen yok olman kaçınılmaz. Kul’a kulluk etmek için yaratılmadık. Hakk’a, İslam’a hizmet etmek için yaratıldık. Hizmet nimettir. İslam’a hizmette yorulmaz beden, ruh ise sevinç içinde. İslam’a hizmet herkese nasip olmaz çünkü Ruh, Allah yolunda olmaktan başka ne ister ki? Ruh Allah’ı anmayınca kıvranıp durur bedende. işkence çeker, insan özünü unutunca.
Aziz Genç! Özüne sahip çık. Özünü unutturmalarına izin verme. İzin verme seni yok etmelerine, ışığını söndürmelerine. İzini kaybettirmemek için iz bırak geleceğe, dünyaya, insanlığa. İslam seninle belde belde dolaşacak.
Ey Genç! İslam’ın sana ihtiyacı var. Ben ne yapabilirim deme, benim var olmamla ne olur deme… Senin varlığınla dirilir insanlık. Kendi nesline senden sonra gelenlerin nesline, aklı karışan yolunu kaybeden gençler için var olmalısın. İslam için gençlerin ne demek olduğunu bilseydin durmadan, dinlenmeden, uyumadan çalışırdın. Yorulmak mı? Vazgeçmek mi? Sen yorulursan, vazgeçersen Filistin’deki genç ne yapsın yoruldum deyip elindeki taşı yere mi bıraksın, Aksa için direnmeyi bıraksın mı? Ya Doğu Türkistan’daki genç gördüğü zulüm ve işkencelerden kurtulmak için imanından mı vazgeçsin. Hindistan da yaşayan Müslüman genç toplumun iğrenç küfürlerinden baskılarından korkup bir olana inanmaktan mı vazgeçsin?… Sen var olmasan, onlar için savaşmasan, onlar için yaşamasan, vazgeçenler kim onlar mı sen mi? Korkanlar kaçanlardır, zor olan korkuya kafa tutmaktır. İmanınla yüksel, imanınla yücel! Sahabeler de genç değil miydi? On, on sekiz, yirmili yaşlarda değiller miydi? Onlarda olup da biz de eksik olan ne? Evet belki onlar gibi yanımızda Allah Rasulü yok, ama onların izi, sözleri ve davranışları bizimle. Allah Rasulü; ”Ashabım gökteki yıldızlar gibidir, kime tutunursanız kurtuluşa erersiniz” buyuruyordu. Bize de onların izlerinden bir iz olmak düşer. Belki bir gün bir genç kalkar da Üstat Necip Fazıl gibi ”İşte iz geliniz!” der. İz olabilmekte, iz göstermekte zor iştir Aziz Genç! Doğru iz olmak için, doğru adımlar atmak, doğru yerlere bakmak gerek. Yanlıştan doğru, doğrudan yanlış olmaz! Her zaman doğru kazanır. Doğru sözlü olmaktan, doğru davranmaktan ne olursa olsun vazgeçme. Filistin için, doğru olmaktan, cesur olmaktan, öfkeli olmaktan… vazgeçme. Sen gençsin her zaman ümit var olmalısın. Gençler tutunun umuda, imana, Hakk’a tutunun.
Aziz Genç! Yolda olana, yerde olana, zorda olana, mazluma, yolunu kaybedene el verin. Onlara yol arkadaşı olun… Bazen söze gerek kalmaz, bir bakış, bir davranış yeter yeniden diriltmeye. Yeniden yaşatmaya, fikir sahibi yapmaya tek bir bakış yeter. Hak yolda yürümekten vazgeçme. Vazgeçme zalime dur demekten. Filistin olmaktan vazgeçme! Filistin için boykot etmekten vazgeçme!
Vazgeç seni İslam’dan, davandan, hizmetten, öfkenden alıkoyan ne varsa vazgeç. Vazgeç makamdan mevkii den, şandan şöhretten ne varsa vazgeç. Kapitalist düzenden, kula kul olmaktan vazgeç. Boynumuza astıkları eziklik duygusundan vazgeç. Vazgeç yalandan, kinden, nefretten, karamsarsızlığa düşmekten, umudunu yitirmekten, fikirsiz olmaktan vazgeç. Vazgeç seni oyalamak için eline, zihnine, fikrine verdikleri her şeyden vazgeç.
Aziz Genç! Vazgeçmek zor, zor olanı Allah için yapmak en büyük şeref. Hak için sevdiklerinden vazgeçmek, yok saymak ne umutlu şey, belki sırf bunun için razı olur biz aciz kullardan. Razı olunmak kadar razı kalınmakta önemli. Hatta aziz genç en önemlisi onun yanında razı olunanlar listesinde yer edinmek. Düşünsene Yaratan senden razı, bunu umut etmek, düşünmek bile durmadan çalışmaya kafi. Durmadan çalış, üret, yol ol, yolda ol, dertlilere derman ol Hak için hakikat için…
Aziz Genç! Senden ümit kesmem. Ümit kesmem doğru yolda yürüyeceğinden, doğru söz söyleyeceğinden, doğru insan olacağından. Ümidim sana karşı tam ve sonsuz çünkü Allah’tan ümit kesilmez. Belki bugün, belki yarın, belki yarından da yakın elbet bir gün özünü bulacaksın! Kim ne derse desin senden ümit kesmem. Sende kendinden ümit kesme. Yolunu kaybetmiş olabilirsin, yanlışa da düşmüş olabilirsin, korkmuş da olabilirsin ama tüm bunlar seni, umut etmekten alıkoymasın. Umut ediyorsan ara, sor, öğren ve öğret. Doğru yolu ara, elinden tutmak isteyenlere fırsat ver. Bu yol tek başına gidilmez, bir yol arkadaşı gerek sadra şifa olacak bir yol arkadaşı.
Aziz Genç! Gel birlik olalım. Hakkın yanında küfre karşı bir olalım. Şifa olalım birbirimize, yol arkadaşı olalım yolunu kaybetmişlere. Bu yol beraber yüründüğünde güzel. Bu dava beraber omuzlandıkça anlam kazanır.
Aziz Genç! İşte iz geliniz! Meydanlar sizin, durmadan yürüyün. Sırtınızı Hakk’a dayayın ve yürüyün. Durmadan dinlenmeden yürüyün. Arkanıza tüm gençliği toplayarak yürüyün. Arkanıza bir an olsun bakmayın, yol uçsuz bucaksız, yolda olanları da yola al ve yürü. Sırları, hakikatleri arala ve yürü. Alem seninle, dünya seninle, insanlık seninle durma sadece Hak yolunda yürü…