-Kayıtsız şartsız teslim olmaya talibim efendim.
-…
-Hz. Rümeysa’nınki gibi bir teslimiyete talibim. “Benim mihrim senin İslam’ındır Ey Ebu Talha.” demeye, onun gibi kaderimi nakış nakış işleyen Rabbimden her daim razı olmaya hatta öyle ki evladımın acısıyla yüreğim yanarken bile teslim olmaya talibim. Hani göz bebeği Ebu Umeyr vefat ettiğinde eşi uzun zamandır evden uzakta çalışıyordu. Ebu Talha eve yorgun halde döndüğünde bir de bu acı haberi kaldıramaz diye ona hemen söylemedi. Teslimiyetin vücut bulmuş hali Hz. Rümeysa, bir başına kefenledi yavrusunu.
Evladımı İslam’a adamaya ama en başta bu derdi taşımaya talibim, ikramlar hazırlayıp kahkahalarla dedikodu yapan, maddeye fazlaca anlam yükleyip modası geçen koltuk takımlarından şikayet eden kadınların yaşadığı bu çağda ben Ümmü Süleym gibi muallime olmaya, kendimi evlatlarıma adamaya talibim. Hani o da eşi onu terk edince hiçbir talibini kabul etmedi de “çocuklarımla meşgulüm.” dedi. Herkesin bir şeyle meşgul olduğu bu asırda ben İslam ile meşgul olmaya talibim, efendim.
Resulullah’a teslimiyete talibim. Hani, Efendimiz Enes(r.a.)’in kulağına bir şeyler söyledi. Ümmü Süleym, evladına sordu da, Enes(r.a.): “Bu bir sırdır.” dedi. “Aferin Enes’ime Resulullah’ın sırrını annen de olsa kimseye söyleme.” dedi, Ümmü Süleym. Ebu Talha, evdeki yemek suffa ashabına yetmeyecek diye korktuğunda, “Korkma Ey Ebu Talha, Resulullah işini bilir.” demişti. Ev halkına zor yetecek yemek ashab-ı suffayı doyurdu da ev ahalisine de kaldı, Hz. Rümeysa’nın evinde. İsmi gibi sahabe hanımlarının en parlak yıldızı… Ben de ümmete umut veren en parlak yıldızlardan olmaya talibim, efendim. Bunun için teslim olmaya talibim.
Resulullah’ın ağzından çıkan her kelimeyi ürpererek dinlemeye talibim. İki cihan serveri Efendimiz buyurdu: “ Benim söylediklerime, hevalarını tabi kılmayan, bütün arzuları ile teslim olmayan biri tam anlamı ile iman etmiş sayılmaz.”* Ben de hakiki bir imana talibim.
Uhud’a, Huneyn’e… karnında yavrusuyla koşan Ümmü Süleym gibi ben de bu zamanın cenk meydanlarına umuda gebe olarak koşmaya talibim. Huneyn’de, “Yazıklar olsun erkekliğinize!..” diyerek hançeriyle savaş meydanına koşan Hz. Rümeysa’nın cesaretine talibim. “Ey Ebu Talha! Eğer sen de Resulullah’ı bırakıp kaçsaydın şu hançeri ilk senin karnına saplardım!” diyen Ümmü Süleym’in sevdasına talibim.
“Ya Resulullah! İzin ver şu kaçan korkakların karnını hançer ile deşeyim.!” dediğinde Efendimiz: “Ey Ümmü Süleym! Sen onları bırak, onlara bakma! Gücün yettiğince sen iyilik etmeye devam et!”** demişti. Resulullah’ın emrini yerine getirmeye talibim. Rabbimin bana bahşettiği kuvvetin karşılığı olan iyiliği yapasıya kadar dinlenmemeye talibim.
Hani Efendimiz buyurdu: “Cennete girdim, bir ayak sesi duydum. Sesin geldiği yöne döndüm; baktım Milhan’ın kızı Rümeysa orada…”*** Ben de böyle bir müjdeye layık olmaya talibim, efendim. Bu yüzden cennet ile müjdelenen sahabilerden Hz. Rümeysa gibi koşulsuz şartsız teslim olmaya talibim.
*Beyhaki, el-Medhal ila Kitabi’s Sünen, 188; Deylemi, Firdevsü’l-Ahbar,7791
**Müslim, Cihad, 134; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 286;İbn Sa’d, Tabakat, X, 430
***Müslim, Fezailü!s-Sahabe, 105