Benim adım Kudüs.
Ben bu dünyanın en hüzünlü şehriyim. Benim bulutlarım beyaz, gökyüzüm ise masmavi değildir. Bir anda bir ses yükselir ve bulutlarım simsiyah, gökyüzüm ise çığlıklarla dolar. Benim sokaklarımda kaybolan çocukları polisler arayıp bulmaz. Anneler hep yürekleri ağızlarında. Önce bir ses gelir. Kulakları sağır edercesine ama kulaklardan önce sinelere işler. Anne koşar dışarıya koca bir kara duman ve yangın var. Çığlıklarla koşar. İşte benim sokaklarımın en aşina olduğu ses budur. Yanan bombanın düştüğü yer midir, Annenin yüreği midir bilinmez. Anne eğer evladını bulursa şanslıdır. Belki bir bombalık vakit kadar daha evladı ile beraber kalacaktır ya da dünyalar onun olur. Benim sokaklarımdan akşam işten çıkmış, eve gitmeden ekmek almış ekmeğin yanına da çoçukları için çikolata konulmuş poşetle evine giden babalar geçmez. Baban hâlâ yşıyorsa şanslısın. Burada çoçuklar babalarıyla yoldan geçen cenazeleri ile karşılaşır. Bedeni küçük ama yürekleri kocaman acıları taşıyan çocuklar…
Çocuklar top oynamaz benim sokaklarımda. Yüreklerinin her bir zerresinden merhamet alınmış, üzerinde katil üniforması taşımaktan başka marifeti olmayan İsrail askerlerinin mermilerine karşılık sapan yaparlar. Küçük elleri, kocaman kalpleri ile Aksa’yı korumaya çalışırlar. Benim sokaklarım hep hüzünlüdür. Çünkü sokaklarımda dolaşan askerler çocukların temiz kalplerini nefretleri ile kirletirler. Müslümanlar ise aldıkları İsrail ürünleri ile sokaklarımı kana bularlar. Annelerin yüreğine ateş olur babaları ise sadece ruhları ile evlatları ile buluştururlar. Hepsi müslümanım der ama beni umursamazlar. Sanırlar ki bu dünya kalıcı. Binlerce çocuk onnların aldıkları bombalar ile sokaklarda kuş olup cennete uçuyor. Umarım bir an önce farkına varır ve benim sokaklarım huzur kokmaya başlar.
Benim Adım Kudüs
Shares:
5