4.LevâmiAsabihocam E-Dergi

Kalp Hastalığı

Fıtrat, insanın fiziki ve manevi yönünü ifade eden kavramdır. Bu fıtrat yeme, içme, dinlenme gibi fiziki özelliklerden ziyade akıl, Adalet, Sevgi, anlayış, Hasret, öfke, tapma gibi manevi unsurlardan oluşmaktadır. Yaratilisimizda iyi ve kötünün kodlandığı unsurlar vardır. Hangisini seçeceğimiz bize nimet olarak verilen irade ve aklimizi hangi yönde kullandığımız ile alakalıdır. Tıpkı Hz.Adem’in çocukları olan Habil ve Kabil’in kendi iradeleri ile seçtikleri yol gibi Habil’i iyi yapan fıtratındaki kötü özelliklere set çekip doğru olanı seçmesi. Kabil’i katil yapan ise fıtratında bulunan hased(Nefs-i emmare) duygusunu kontrol edemeyişidir

Hased, bir başkasının sahip olduğu maddi veya manevi değerleri kıskanarak onların elinden çıkmasını istemek anlamına gelir.
Bu konu ile ilgili Nisa Suresi 54. ayette şöyle buyrulmaktadır: ” Yoksa onlar Allah’ın lütfundan verdiği şeyler için insanları kıskanıyorlar mı?” bu ayet-i kerimede hasedin aslında Allah’ın takdir ve ihsanına rıza göstermemek ve itiraz etmek demek olduğu bildirilmektedir.
Peygamber Aleyhisselam da bu konu ile ilgili şu hadisi şerifi söylemektedir: “Haset etmekten sakının! Zira ateşin odunu veya otları yiyip bitirdiği gibi haset de iyilikleri yer, bitirir.” Bu hadis bize hasedin duygusal bir rahatsızlık olduğunu göstermektedir. Çünkü temelinde ilahi taksime Rıza göstermemek yatmaktadır. Allah’a inanan bir müminin onun takdir ve ihsanına razı olmaması son derece yanlış bir duygu olup iman ve teslimiyet gerçeği ile bağdaşmaz. Eğer bu hased hastalığı tedavi edilmez ise kişinin imanına zarar verebilir.
Bu sebeple haset şiddetle yasaklanmıştır. Nasıl ki Ateş odunların cismini yok edip küllerini bırakiyorsa haset de iyilikleri yer onların etkisini ortadan kaldırır.
Haset bir kalp hastalığıdır. Kalp hastalığı ise ancak ilim ve amel ile tedavi edilebilir. Öncelikle hasedin din ve dünya için getirdiği zararları bilmek ilim sahibi olmak gerekir.
Amel ile hasedi tedavi etmenin yolu ise onun isteklerini yerine getirmeyip aksini yaparak ona hükmetmesine öğretmektedir.
Mü’min, şeytana uyduğu zaman yanlış yola sapacağını ve ziyana uğrayacağını unutmamalıdır.

Shares:
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir