4.LevâmiAsabihocam E-Dergi

İmanı Zedeleyen İki Haslet; Korkaklık ve Cimrilik

بسم الله الرحمن الرحيم

Dinimizi kemale erdiren, üzerimizdeki nimetlerini tamamlayan İslâmı din olarak benimsememizden hoşnut olacağını belirten, kendisinden bizleri gazaba uğramışların (yahudilerin) ve sapıkların (hıristiyanların) yollarından uzak tutarak dosdoğru yola (Sırat-ı müstakim’e), nimetlendirdiklerinin yoluna iletmesini dilememizi emreden Allah’a hamdolsun.

Şahadet ederim ki, Allah’tan başka İlàh yoktur, O tektir ve ortaksızdır. Yine şahadet ederim ki, Muhammed (salåt ve selâm üzerine olsun) Onun kulu, hak dinle ve dosdoğru şeriatla gönderdiği, bu şeriata uymasını emrettiği ve “İşte benim yolum budur, ben ve bana uyanlar Allah’a basiretle dâvet ederiz,” (Yusuf: 108) demesini buyurduğu rasûludur.

İman ile aynıanda kalpte bulunamayan hasletlerden biri korkaklıktır.Korkan insan dine karşı gelenlerden de çekinir. Halbuki Rasulullah İslam’ın her daim yiğitce ve mertçe korunmassını istemiştir. Kendisi de herr daim savaaşlarda ön saflarda savaşmıştır. Hz peygamber uyurken , müşriklerden biri kılıcını kaldırır ve “Şimdi seni benim elimden kim kurtaracak?” der. Peygamberimiz hiç korkmadan “Allah (c.c) ” karşılığını verir. İşte İslam da bizden bu yürekliliği bekler. Hz. Ali “Allah’ın Aslanı” diye anılar yiğit sahabe. Müşriklerin suikast yapacağı birgün Peygamberimiz ona “Ya Ali! Bu gece benim yatağımda sen yat. Şu hırkamı da üzerine ört. Sana hoşlanmayacağın bir şey isabet etmeyecektir. buyurmuştur. Hz. Ali ise asla tereddüt etmeksizin Peygamberimizin yatağına yatmıştır. Ona orada bir şey olsa bile İslam için şehit olacaktı ve şehitlik paha biçilemeyecek kadar kıymetliydi. İşte İslam da bizden bu yürekliliği bekler. Korkak olan bir baba ailesini koruyamaz ve ailenin temeli olan güven duygusunu aşılayamaz. Çocuk her davranışını anneden ve babadan örnek almaktadır ve babanın korkak olması evladın da onu örnek alarak korkak olacağına işarettir. Oysaki bizim dinimiz cihat anlayışını çocukken aşılamayı ön görmüştür. Korkak insanın tehlikede olan tek şeyi ailesi değildir. Canı, malı, vatanı ve dahi namusu tehlike altındadır. Bunlar ise bir insanın temel değerleridir. (Ya Rabbi, acizlikten, tembellikten, korkaklıktan, cimrilikten ve her çeşit hastalıktan sana sığınırım!) buyurmuştur Peygamberimiz. Korkaklık bir hastalık gibi vücuda yerleşir ve insanı Allah’tan uzaklaştırır. Hele de Allah’tan korkmayıp kendi gibi aciz bir kuldan korkan insanların imanı daha çok hasar görür. Yüce Allah Kuran-ı Kerim de “…Eğer inanıyorsanız bilin ki asıl korkmanız gereken Allah’tır” (et-Tevbe 9/13). “İnsanlardan korkmayın benden korkunuz” (el-Maide, 5/44) buyurmuştur.
İnsanın korku hissine kapıldığı birçok durum vardır. Bunlardan bir tanesi ölüm korkusudur. Ölmeyi bir son olarak düşünen herkes ölümden korkmaktadır. Oysa ahireti unutmayan kul için ölüm Allah ile kulu buluşturacak bir köprüdür. Bunun bilincinde olan kul ölümden korkmayacaktır. Evet biz de öleceğiz ama sevdiklerimizi kaybetmekten de korkuyoruz. Bir sahabi Hz. Peygamber’e gelir, “Ey Allah’ın Elcisi, der, ben dünyada seni bir gün görmesen duramıyorum. Âhirette ben cennete girsem bile senin derecende olamam. Sen cennetin en yüce yerinde olursun, ben ise aşağı derecelerde. Orada seni göremezsem halim nice olur?” İşte bunun üzerine Allah Elçisi ona: “Kişi sevdiğiyle beraberdir” diyerek onu teselli etmiş, yani kendisini yürekten sevenlerin, cennette onunla beraber olacakları müjdesini vermiştir.
Yani yine bu dünyaya dalmayıp ahiret için azığımızı hazırlarsak ahirette sevdiklerimizle de buluşacağız. Bir diğer korku ise malın azalma korkusudur. Malının azalmasından korkan insanlar cimriliğin esiri olurlar.
Cimrilik, Yaradan’a sığınmak yerine eldeki mala sığınmaktır.
Elindekini veren ve alanı unutup azalmasından korkmaktır. (Cimrilikle iman, bir kulun kalbinde asla birlikte bulunamaz.) buyurmuştur Peygamberimiz. Dünya malını paylaşamayan dünyaya kendini alıştırmış ve Rıza-i İlahiyi unutmuş demektir. İnsan gaflete dalar ve dünya malına sarılır. Öyle ya insan bu sarıldığı şeyi bırakmaktan da korkar“Şeytan sizi fakir kalmakla korkutur ve çirkin şeyleri / cimriliği emreder…” (el-Bakara, 268) ayetinde de belirtildiği gibi insanın Yaradan’a tabi olmasını istemeyen şeytan onu fakirlik ile korkutur. “Verirsen sendeki azalır, fakir kalırsın” gibi vesveseleri fısıldar. Bu vesveselere uyan insan Yaradan’ın ihsan ve lütuflarından mahrum kalır. Kulağı şeytanı duyan kalbine de şeytanın vesvesesini yerleştirir. Karun fakirken tevratı en iyi şekilde tefsir eden abid biriydi.Yaradan onu varlık ile imtihan etti ve Karun şükretmeyip daha fazla mal peşine düştü. Hâlbuki zenginlik onun için hayırlı değildi.Zenginleşince ise zenginliğin imtihanını veremedi. Kavmi bile onun aşırılığına, şâşaasına ve gösterişine isyan etti;“Şımarma! Allah şımaranları sevmez.” (Bkz. el-Kasas, 76) îkāzında bulundu. Fakat Kārun zenginlik sarhoşluğu içinde serveti lutfedeni unutup malına güvendi. Mal-mülk sahibi olmasının, kendisini değerli kıldığını zannetti. Hazret-i Harun’u kıskandı, Hazret-i Musa’ya düşmanlık etti. Neticede güvenip dayandığı malıyla birlikte yerin dibine geçirildi. Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz de hadîs-i şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır:“Gerçek mü’minde şu iki haslet asla bir araya gelmez:Cimrilik ve kötü ahlâk!..” (Tirmizî, Birr, 41/1962) Kalbini dünyanın varlığı ile doyuran insan başkasının doyup doymadığını aklına getirmez. İçinde bulunduğumuz Ramazan ayı da paylaşma ayıdır. Yemekler paylaştıkça bereketlenir. Paylaştığımız hiçbir şey eksilmez aksine daha da bereketlenir. Yaradan onun adına paylaşmanın bereket getireceği için her yıl fetre vermeyi bizlere emretmiştir. Fitre hem malımızın hem de sağlığımızın sükrüdür. Peygamberimiz (Cömert Cennete yakındır) buyurmuştur. Elimizden paylaşmak adına çıkan her şey bizi cennete yaklaştıran birer adımdır. Bizler cenneti istiyorsak elbette ki yürümek değil koşmak isteriz. Bu yüzden de elimiz her daim açık olmalıdır. İslam dini hiçbir zaman zengin ile fakirin arasında uçurumlar oluşturan bir din değil tam aksine dengenin dinidir. Bizler de bu degeyi kurmak için paylaşmaktan korkmamalıyız. Bizlere verilenin bir kısmının bize emanetmiş gibi düşünerek hareket etmeliyiz.

Cömertliktir bizleri cennete yakın kılan
Cennet ki elimizi çektiren fani dünyadan
Ceplerimiz tıka basa dolu olsa dahi
Sadece amellerimizle göçeceğiz dünyadan

Müslüman kardeşimiz aç iken
Biz doyuralım, elimizde var iken
Paylaştıkça azalmaz, bereketlenir
Korkmayalım, malımızı kaybetmekten

Darlık da bolluk da birer imtihan
Sabır ile geçilir bu sınavdan
Bolluk ta olan paylaşarak kazanır
Cömertlikle göçer dünyadan

Shares:
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir